1 Ekim 2008 Çarşamba

Sezen AKSU

Sezen AKSUnun Hayatı, Klip Ve Videosu

13 Temmuz 1954'de İzmir'de doğdu. Ziraat fakültesindeki öğrenimini yarıda bırakarak profesyonel şarkıcılığa başladı.

1970'lerin ortalarında 'Kaybolan Yıllar', 'Gölge Etme' gibi şarkılarla yıldızı parladı. Şarkılarının çoğunu kendi besteledi. Bazılarının da sözlerini yazdı. İlk kez 1979'da sinema oyunculuğu denedi.

Minik Serçe oyunculuk yeteneğiyle dikkat çektiği, 'Bin Yıl önce Bin Yıl Sonra' adlı müzikallerdeki 'Sen Aglama 'Geri Dön', 'Dağlar Dağlar' gibi şarkılarla önünü perçinledi. Sonraki 'Git' kasetiyle zirvedeki yerini aldı.


Türk pop müziğinin en güzel seslerinden Sezen Aksu, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener, Levent Yüksel gibi bir zamanlar vokalistliğini yapmış gençleri pop müziğimize kazandırdı. Bir kez evlendi ve bir çocuk annesi...

Sezen Aksu'nun albümleri:

Serçe, Ağlamak Güzeldir, Firuze, Sen Ağlama, Git, Sezen Aksu '88, Sezen Aksu Söylüyor, Gülümse, Deli Kızın Türküsü, Işık Doğudan Yükselir, Gül Bahçeleri, Düğün ve Cenaze, Adı Bende Saklı, Sarı Odalar(Ben Seni çok Sevdim Oğlum)

Dillerden düşmeyen bazı şarkıları:

Kaybolan Yıllar, Gölge Etme, Yak Bir Sigara, Firuze, Hata, Ağlamak Güzeldir, ikinci Bahar, Dilimin Ucunda Kelimeler, Geri Dön, Tükeneceğiz, Git, Unzile, Değer mi hiç, Sarışınım, Bir çocuk Sevdim, Seni istiyorum, Şinanay, Gidiyorum, Belalım, Hadi Bakalım, Gülümse, Masum Değiliz, Deli Kızın Türküsü, Tenna...

HAKKINDA YAZILANLAR

BEBEK SEZEN

Fen Bilgisi öğretmeni Şehriban Hanım ile matematik öğretmeni Sami Bey, Denizli'de tanışıp evlenirken, dünyaya gelecek çocuklarını disiplinli bir şekilde yetiştirmeye karar verirler... Şehriban Hanım ağır bir hamilelik dönemi geçirir, doktorların bütün ısrarlarina rağmen çocuğunu aldırmaz. 13 Temmuz 1954 de Fatma Sezen Yıldırım dünyaya gelir... çocukluğu dünyaya geldiği Denizli Sarayköy'de geçer Sezen'in... Annesi ve babasıyla birlikte yaşadığı, Sarayköy'deki derenin yanındaki iki katlı o evi hiç unutamaz...sezen

SEZEN... CÜCE BELA

Sezen 1999 yılında bir gazetenin yaptığı röportajda o iki katlı evi ve çok sevdiği anneannesini şöyle anlatıyor...

'Alt katta Huriye teyzem otururdu... Üst katta ise anneannemle biz... Babamla annem, aldıkları eğitim gereği bana karşı hep mesafeli dururlardı. Bir yaşıma kadar saçım yok, kabak kafalı bir Sezen 'dim... Bir tek dudaklar gene böyle, iri etli dudaklar... Beni epey özgür birakmışlardi... Nasıl bırakmasınlar ki, adım 'Cüce Bela' ya çıkmıştı... İlle de dikkat çekeceğim... Hiçbir şey yapamasam, durduk yerde düşüp bayılırdım... İnsanlar benimle ilgilensinler diye neler yapmazdım ki... Habire evden kaçardım mesela...

10 yasimda makyaj yapardim... Annemler bir ara benimle ilgili olarak çok çaresiz kalmışlar. Beni kendi halime bırakma kararları da ondan sonra kendiliğinden gündeme gelmiş zaten.'

YARAMAZ KIZ

Çocukluğunda "acaip bir yaratık" olduğunu söyleyen Minik Serçe, bebekken bir gün annesinin yün yumaklarından kendisine meme yapmış ve eve ziyarete gelen kaymakam düsüp, bayılıvermiş.

10 yasinda makyaja başlayan Sezen, daha o zamandan haftada bir saçını değişik renklere boyamaya başlamış. Çocukluktan söhret olmayı kafasina takan Sezen, İzmir'in bütün sokaklarında şarkı söyler, milleti başına toplarmış.

Konak - Köprü arasındaki troleybüste aralıksız şarkı söylediğini söyleyen Sezen, bir gün bütün durakları es geçen şöförle biletçinin açığa alınmasına neden olmuş.

Annesi ve babasınn O'na hiç dokunmamış olması; belki de gençliğinde her on beş günde bir dikkat çekme amacıyla intihara kalkmasına neden olmuştur. Bu ten temasının yoksunluğuna karşın, Sezen ailesinin kendisine güven ve sevgiyi sonsuz bir güçle hissettirdiğini söylüyor. O'na göre, yalnızca sevgilerini gösterme şekilleri farklıydı.

PROFESYONELLİĞE İLK ADIM

1970'te "Hafta Sonu" gazetesinin açtığı Altın Ses Yarışması'nda 6. olan Sezen Ziraat Fakültesi'ne ikinci sınıfta eldeva der, Sezenin aklı, fikri ve yüreği müziktedir. Bir süre sonra da Yeşil Giresunlu'dan, ilk plağını yapması için teklif alır.

1975'e girerken piyasaya çıkan 'Haydi Şansım' adlı bu 45'lik plak, sadece 50 tane satar.'Moralim çok bozulmuştu... Çünkü o ilk plağından kendim ve yakınlarım almıştı sadece... Kimbilir, belki de dağıtımı iyi yapılamamıştı...' Sezen'in daha sonra Kusura Bakma, Gölge Etme, Yaşanmamış Yıllar, Vurdumduymaz, Olmaz Olsun gibi parçalarla yıldızi parlar. 1976 yılında Bebek Belediye Gazinosunda ilk kez sahne alır.Sezen 'in ilk filmi 1979 yılında Bulut Aras ile başrolleri paylaştığı Minik Serçe olur. Serçe'nin ikinci ve son filmi ise 1990 yılında Ferhen Şensoy'la oynadıkları "Büyük Yalnızlık"tır... Sezen son olarak 2000'in sonlarında ATV'nin sevilen dizilerinden İkinci Bahar'da Sezen Aksu rolüyle yer alir.

ARTIK SEZEN AKSU VAR

1982 yılının ilk haftasında San Müzikholu'nda "Sezen Aksu Aile Gazinosu" adlı müzikali sahnelemeye başlar. Sahnede 7 tipi canlandıran Sezen Aksu; Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Altan Erbulak gibi usta tiyatrocularla aynı sahneyi paylaşır. Yine aynı yıl, bugün en iyi klasikler arasında yer alan "Firuze" albümü çıkar. Ancak o yıllarda eleştiriler pek de iç açıcı değildir. Ama kim ne derse desin Türkiye'de artık Sezen Aksu gerçeği vardır...

TELLİ DUVAKLI

10 Temmuz 1981de Beşiktaş Evlendirme Memurluğu'nda telli duvaklı Sezen Aksu ile beyaz smokinli Sinan Özer evlenir. Sezen Aksu'nun nikah sırasında Mithat Can'a 4.5 aylık hamile oldugu gündeme gelir. 11 Kasim 1981'de Mithat Can doğar ve bundan iki yıl sonra da bu evlilik son bulur. Ama dostlukları tıpkı diğer eşleri Hasan Yüksektepe, Engin Aksu ve Ahmet Utlu da olduğu gibi asla bitmez...

MÜZİĞİN ZİRVESİNDE

1984, 1986, 1988 ve 1989 yılında çıkardığı albümlerle yükselişine hızla devam eder Sezen. 1991 yılında çıkan "Gülümse" albümü çok farklıdır. Albümde bulunan bütün parçalar hit olur ve hepsi klasikler arasına girer. Albümdeki "Hadi Bakalım" ın Avrupa'da çıkan single'ı, klibi olmamasına rağmen iyi bir satış grafiği çizmeyi başarır. Sezen Aksu artik müziğin zirvesindedir.

KAHPE KADER

Minik Serçe (Sezen Aksu'ya Minik Serçe adını rahmetli gazeteci Yavuz Gökmen takmıştır) 31 Mayıs 1994'te kaybettiğimiz Uzay Hepari ve 16 Ocak 1996'da kaybettiğimiz Onno Tunç'tan büyük yara alır.Tam 17 gün oturduğu yerden kalkmaz, kımıldamaz, gözleri bir noktada öylece kala kalır...Derken birden resim yapmak gelir içinden... Tuvalin üzerinde beliren siyah beyaz resimdeki kişi, Onno Tunç değil, ona 'kara kuzum' diyen anneannesi Nadire Hanım'dır... Sezenin hayatında çok önemli yerlerde olan bu üç kişinin terkini Sezen uzun süre kabullenemez. 6 ay evden çıkmaz...'Resim yapmak iyi geldi... Ama bu arada hep düşündüm, düşündüm... Sonra bir gün aynaya baktım ki, saçlarım bembeyaz olmuş... Aslında beyaz saçlar da yakışıyor bana... Farklı bir görüntü...'

ONNO TUNÇ

Sezen 1999 yılında bir gazetenin yaptığı röportajda Onno Tunç'la bir hatırasını şçyle anlatıyor... 'Sabah saatlerinde başladık tartışmaya Onno'yla. Akşam oldu, hala tartışıyoruz. Ağlamaktan gözlerim şişti. Evlerimiz de karşılıklı... Döne döne tartışma, kavga... Sonunda bu geldi, kapımı tekmelemeye başladı. Birden yukarı fırladım ve Smith Wesson marka silahımı kaptım.Ne diyorsun sen Onno! diye namluyu doğrultup kapıya fırlayınca, bu adeta ışınlandi... Yok oldu birden... Zigzaklar çizerek kaçti... Ben onu duvar dibine sindi sandim... Meğer karayoluna fırlamış, koşuyor... O halini görünce, ben de asfalta çıktım, gülmekten sırtüstü uzanıp debeleniyorum asfaltta. Nasılsa o korkuyla uzun süre geri dönmez dedim, içeri girdim...Meğer o aksam Levent civarında beş ev soyulmuş. Polis gece karanlığında panik halinde koşan Onno'yu görünce 'Hırsız budur mutlaka' diyerek hemen enselemiş. Doğru karakola... 'Ben Onno Tunç'um' demiş ama karakoldaki hiçbir polis tanımamış bunu... Kavga ettiğimiz için benim adımı da verememiş... Sabahı karakolda etmiş... Derken, onu tanıyan bir polis gelmiş sabah... Sevincinden polisin boynuna sarılmış... Ancak o zaman salivermişler... Bir daha kapımı hiç tekmelemedi!'

PRODÜKTÖR SEZEN

Sezen Aksu vokalistlerine albümler yaparak onlara birer star olma yolunu da açar. Sezen'in bize ilk tanıttığı kişi Aşkın Nur Yengi'dir. 1990 yılında prodüktörlüğünü üstlendiği Aşkın N. Yengi'nin ilk albümü, "Sevgiliye" albümü, milyona yakin trajıyla büyük bir başarı sağlamıştır. Prodüksiyonunu üstlendiği ikinci kişi Sertab Erener olur. "Sakın Ol" albümü, yine büyük bir satış başarısıyla Sezen'in bir prodüktör olarak da ne kadar büyük işler yapabilecegini gösterir.Sertab Erener'in albümünden bir kaç ay sonra Levent Yüksel'in albümü "Med Cezir" piyasaya çıkar. Şarkılar ilk aylarda kimsenin dikkatini çekmez ancak, bir kaç ay sonra farkedilen albüm bir milyonu aşan tirajı ve klasikler arasına şimdiden geçen birbirinden güzel şarkılarla Sezen'in prodüktörlükteki başarısını bir kez daha kanıtlar.

TANRI KRALİÇEYİ KORUSUN

Sezen 1991'den sonra çıkardığı bütün albümlerle çok dikkat çeker, çok eleştirilir. 1995 yılında türkü ve Anadolu atmosferiyle, 1996 yılında başka sanatçılara verdiği şarkıların bir derlemesi ve Onno Tunç'a adanan Düş Bahçeleriyle, 1997 yılında yine çok değişik bir tarzla Goran Bregoviç ile çalışarak karşımıza çıkar Sezen. 1998 ve 2000 yılında çıkan albümlerde de yeniliklerine devam eder. Belki de bütün bunlar Kraliçe 'nin zirve keyfini çıkarmasıdır...

MİTHAT CAN

Sezen oğlunu ne kadar çok sevdiğini şu cümleyle çok iyi açıklıyor. Benim oğlumu sevdiğim kadar, beni seven olmadı...Minik Serçe'mizin oğlu Mithat Can Özer 11 Kasım 1981 doğumlu. İzel Atanur Oğuz Lisesi'nden mezun oldu. Şimdi ise Londra Music Schooll 'da okuyor Mithat Can. Sezen babaannelik hakkında ise şöyle diyor: 'Mithat Canın bir aşk bebeği yapmasını isterim ve ona ben bakarim der.

Hiç yorum yok: